Vaveyla tek kitap mı ?

Deniz Siyahi

Global Mod
Global Mod
Vaveyla Tek Kitap mı? Yoksa Bir Kalbin Yankısı mı?

Selam dostlar,

Bugün size sadece bir kitap değil, içime dokunan, hayatın o karmaşık duygularını ilmek ilmek işleyen bir hikâyeden bahsetmek istiyorum: Vaveyla. Bu başlık bile, tek başına bir fırtına gibi... Hani bazen bir kelime olur, içinde hem sükûneti hem de yıkımı taşır ya; işte Vaveyla tam da öyle bir kelime. Ve belki de bu yüzden çoğumuzun kalbine bu kadar dokunuyor.

Ben bu satırları yazarken, gecenin sessizliği penceremin perdesine asılmış gibi. Elimde kahvem, masamda kitap… ama bu yazının konusu kitap değil sadece, o kitabın içinden geçen insanlık hâlleri, o suskun çığlıklar. Çünkü Vaveyla, bir romandan çok bir kalp hikâyesi aslında.

---

Erkekler Susar, Kadınlar Duyar

Vaveyla’da beni en çok etkileyen şeylerden biri, karakterlerin düşünme biçimleriydi. Erkek karakter —Adem diyelim ona— dünyayı bir satranç tahtası gibi görüyor. Her hamlesi planlı, her duygusu ölçülü. Kadın karakter —Belkıs— ise aynı dünyayı bir nehir gibi hissediyor; akar, taşar, ama asla durmaz. Adem bir çözüm arıyor, Belkıs ise bir anlam.

Adem’in bir cümlesi vardı, hâlâ aklımda:

> “Ben sustuğumda, içimdeki karmaşa yerini bir plana bırakır.”

Belkıs ise şöyle diyordu bir sahnede:

> “Ben sustuğumda, kalbim konuşur.”

İşte bu iki farklı sessizlik arasında salınıyor hikâye. Erkek aklıyla çözmeye, kadın kalbiyle anlamaya çalışıyor. Ama bazen çözmek, anlamaktan çok uzak düşüyor. Vaveyla’nın büyüsü de burada gizli bence; kadınla erkeğin, iki farklı dünyanın dillerini konuşmaya çalışmasında.

---

Bir Kalbin Stratejisi

Adem, hayatı boyunca her şeyi mantıkla yönetmiş bir adam. İşinde başarılı, insan ilişkilerinde kontrollü. Ama duygular söz konusu olunca, sanki matematik işlemiyor. Onun gözünde duygular bir denklem, çözülecek bir sorun.

Belkıs ise tam tersi; o, duygularla hareket eden bir kadın. Kalbini saklamaz, hislerini örtmez. “Kırılacaksam da kendi elimle kırılırım,” derken aslında ne kadar güçlü biri olduğunu gösteriyor.

Bir gün Adem, Belkıs’a bir şey söylüyor:

> “Ben seni anlamaya çalıştıkça, sen değişiyorsun.”

> Belkıs ise gözleri dolu bir şekilde cevap veriyor:

> “Ben seni sevdikçe, sen uzaklaşıyorsun.”

Bu sahne, bence romanın kalp atışıydı. Çünkü çoğu ilişkide olduğu gibi, biri çözmek isterken diğeri hissetmeye devam ediyor. Erkek aklıyla düzen kurmak ister, kadın kalbiyle düzeni bozar ama o bozulmuşlukta bile güzellik vardır. Vaveyla’nın özü, bu dengeyi anlatıyor: Birinin stratejisi, diğerinin duygusu.

---

Sessizlikte Yankılanan Bir Çığlık

Vaveyla kelimesi “çığlık” demek, ama öyle yüksek sesli bir haykırış değil bu. İçinde yankılanan, kalbinden yükselen bir sessiz çığlık. Roman boyunca o çığlığın yankısını hissediyorsun. Özellikle son bölümlerde, Belkıs’ın iç sesiyle yazılan sayfalar öyle bir yoğunlukta ki, insan kendi sustuklarını hatırlıyor.

Belkıs’ın son mektubunda yazdığı bir cümle vardı:

> “Bir kadının sessizliği, bazen dünyayı yerinden oynatır.”

İşte o anda, Adem’in stratejisi de, planları da, tüm zekâsı da anlamsızlaşıyor. Çünkü o an, çözüm değil duygu konuşuyor.

Ve işte o noktada anlıyorsun ki Vaveyla, bir kitap değil; bir duygunun yankısı. Bir kadının iç sesiyle, bir erkeğin geç kalmış fark edişi arasındaki uçurum.

---

Okurken Kendi Hikâyemi Gördüm

Belki bu yüzden bu kadar etkilendim. Çünkü hepimizin içinde bir Vaveyla var. Hepimiz, bir şeyleri anlatamadığımızda içimizde sessizce çığlık atıyoruz. Kimimiz stratejik susuyor, kimimiz duygusal bir fırtına içinde kayboluyor.

Kitabı bitirdiğimde, karakterlerden çok kendi hayatımı düşündüm. Bir zamanlar “doğru olanı yapıyorum” diye uzaklaştığım anları… ya da “sadece anlamak istedim” derken kırdığım insanları.

Vaveyla, işte bu yüzleşmeyi yaptırıyor insana. Hani bazı kitaplar olur, kapağını kapattığında bir süre öylece bakarsın ya, ne düşüneceğini bilemezsin… İşte Vaveyla öyle bir kitap.

---

Forumdaşlar, Siz Hiç Sessiz Bir Çığlık Attınız mı?

Bu yazıyı yazarken amacım sadece bir kitabı anlatmak değildi; o kitabın içinde hepimizin bir parçasını göstermekti. Çünkü hepimizin içinde bir Adem var, çözüm arayan, düzen isteyen; ve bir Belkıs var, hisleriyle yaşayan, kalbiyle yön bulan.

Belki de sorulması gereken şu:

Biz hangisiyiz?

Stratejiyle yaşayan mı, yoksa duygularıyla yön bulan mı?

Forumdaşlar, siz de hiç böyle bir sessizlik yaşadınız mı? Söyleyemediğiniz bir “keşke”nin içinde boğulduğunuz? Belki de Vaveyla sadece bir roman değil; bizim sustuklarımızın bir yankısı.

O yüzden merak ediyorum; siz hangi satırda kendi çığlığınızı duydunuz?

---

Kalpten bir selamla… Duygularını satırlara dökmek isteyen herkesi bu başlığa bekliyorum. Çünkü bazen en güzel sohbetler, aynı sessizliği paylaşan kalpler arasında başlar.
 
Üst