Don kishot
New member
‘Kızıl Gezegen’ olarak da bilinen Mars’a yönelik çalışmalarımız sürat kesmeden devam ediyor. İlerleyen senelerda insan gönderilmesi beklenen bu gezegende şimdiden birfazlaca araç yer alıyor ve araştırmalar yürütüyor. hem de gezegene ve aylarına yönelik çalışmalar Dünya üzerinden de sürat kesmeden devam ediyor.
Şimdi ise bilim insanları, Mars’ın iki ayından biri olan Phobos ile ilgili çok farklı bilgilere ulaşmayı başardı. Çalışma Phobos’un parçalandığını gösterdi. Bulgular, yakın vakitte The Planetary Science Journal üzerinden yayınlandı.
Mars’ın çekim kuvveti Phobos’u parçalıyor
Araştırma, Phobos’un Mars’ın çekim kuvveti tarafınca parçalanma belirtileri gösterdiğini ortaya koydu. Bilim insanları, daha öncesinden bu ayın yüzeyindeki olağan dışı izlerin antik asteroit çarpışmalarından kaynaklandığını düşünüyordu. Artık ise bunların, Phobos’un kütleçekim niçiniyle oluşan toz dolu kanyonlar olduğu görüldü.
Mars’ın en büyük ayı olan Phobos, 27 kilometre çapında ve Kızıl Gezegen’den 6.000 kilometre uzaklığında. İsmini Yunanca’da dehşet manasına gelen bir sözden alan ay, gezegenin etrafında her gün üç sefer tam dönüşünü tamamlıyor. Bir karşılaştırma yapacak olursak Dünya’mızın tek doğal uydusu olan Ay ise 3,475 kilometre genişliğinde ve gezegenimizden 238.855 kilometre uzaklıkta.
Ek olarak, Phobos ile ilgili çok enteresan bir gerçek de var. NASA’ya nazaran bu ayın Mars’ın etrafındaki yörüngesi sabit değil. Bu, Phobos’un her 100 yılda bir gezgenin yüzebir daha 1,8 metre yaklaştığını ortaya koyuyor.
Milyonlarca yıl daha sonra Mars’ın halkalarına dönüşebilir
Phobos’un yüzeyindeki çizgiler de çok gizemli bir mevzuydu. Daha evvel bahsetmiş olduğumiz üzere en yaygın teori, geçmişte bir asteroidin aya çarpmasıydı. Bu çarpma kararında ise ‘Stickney’ olarak bilinen 9,7 kilometre genişliğinde bir kraterin ve bu çizgilerin oluştuğu düşünülüyordu. Yeni çalışma bu izlerin ayın Kızıl Gezegen’e yaklaşmasından ve çekim kuvvetinden dolayı yavaşça parçalanmasının bir kararı olabileceğini ortaya koydu. Bunun gelgit kuvveti olduğunu söylememiz mümkün. Yani çalışmanın gerisindeki fikir, küçük bir cismin (bu durumda Phobos) daha büyük bir cisme (Mars) yaklaşması, bunun akabinde ise daha küçük olanın büyüğe hakikat uzanması.
Bilgisayar simülasyonlarını kullanan araştırmacılar, bunun kararında Phobos’un gelecekte bir noktada tıpkı Satürn’ün halkaları üzere Mars’ın bir halkasına dönüşebileceğini ekledi. NASA’nın iddiaları de 50 milyon ortasında bu ayın ya Mars’ın yüzebir daha çarpacağını ya da halkaya dönüşebileceğini gösteriyordu. Yeni çalışmanın müellifleri da şayet gelgit kuvvetleri esasen uyduyu parçalıyorsa Phobos’un beklenenden oldukca daha evvel yok olabileceğini belirtti.
Şimdi ise bilim insanları, Mars’ın iki ayından biri olan Phobos ile ilgili çok farklı bilgilere ulaşmayı başardı. Çalışma Phobos’un parçalandığını gösterdi. Bulgular, yakın vakitte The Planetary Science Journal üzerinden yayınlandı.
Mars’ın çekim kuvveti Phobos’u parçalıyor
Araştırma, Phobos’un Mars’ın çekim kuvveti tarafınca parçalanma belirtileri gösterdiğini ortaya koydu. Bilim insanları, daha öncesinden bu ayın yüzeyindeki olağan dışı izlerin antik asteroit çarpışmalarından kaynaklandığını düşünüyordu. Artık ise bunların, Phobos’un kütleçekim niçiniyle oluşan toz dolu kanyonlar olduğu görüldü.
Mars’ın en büyük ayı olan Phobos, 27 kilometre çapında ve Kızıl Gezegen’den 6.000 kilometre uzaklığında. İsmini Yunanca’da dehşet manasına gelen bir sözden alan ay, gezegenin etrafında her gün üç sefer tam dönüşünü tamamlıyor. Bir karşılaştırma yapacak olursak Dünya’mızın tek doğal uydusu olan Ay ise 3,475 kilometre genişliğinde ve gezegenimizden 238.855 kilometre uzaklıkta.
Ek olarak, Phobos ile ilgili çok enteresan bir gerçek de var. NASA’ya nazaran bu ayın Mars’ın etrafındaki yörüngesi sabit değil. Bu, Phobos’un her 100 yılda bir gezgenin yüzebir daha 1,8 metre yaklaştığını ortaya koyuyor.
Milyonlarca yıl daha sonra Mars’ın halkalarına dönüşebilir
Phobos’un yüzeyindeki çizgiler de çok gizemli bir mevzuydu. Daha evvel bahsetmiş olduğumiz üzere en yaygın teori, geçmişte bir asteroidin aya çarpmasıydı. Bu çarpma kararında ise ‘Stickney’ olarak bilinen 9,7 kilometre genişliğinde bir kraterin ve bu çizgilerin oluştuğu düşünülüyordu. Yeni çalışma bu izlerin ayın Kızıl Gezegen’e yaklaşmasından ve çekim kuvvetinden dolayı yavaşça parçalanmasının bir kararı olabileceğini ortaya koydu. Bunun gelgit kuvveti olduğunu söylememiz mümkün. Yani çalışmanın gerisindeki fikir, küçük bir cismin (bu durumda Phobos) daha büyük bir cisme (Mars) yaklaşması, bunun akabinde ise daha küçük olanın büyüğe hakikat uzanması.
Bilgisayar simülasyonlarını kullanan araştırmacılar, bunun kararında Phobos’un gelecekte bir noktada tıpkı Satürn’ün halkaları üzere Mars’ın bir halkasına dönüşebileceğini ekledi. NASA’nın iddiaları de 50 milyon ortasında bu ayın ya Mars’ın yüzebir daha çarpacağını ya da halkaya dönüşebileceğini gösteriyordu. Yeni çalışmanın müellifleri da şayet gelgit kuvvetleri esasen uyduyu parçalıyorsa Phobos’un beklenenden oldukca daha evvel yok olabileceğini belirtti.