Don kishot
New member
Güneş Sistemi içerisinde bizim de üyesi olduğumuz 8 gezegen ve bir cüce gezegen olan Plüton var, lakin Plüton’dan daha sonra gelen asteroit neslinin gerisinde apayrı dünyalar yer alıyor. Güneş’e Dünya’dan 50 kat daha uzak olan Kuiper Kuşağı’nda milyarlarca irili ufaklı asteroit yer alıyor.
Güneş’i Satürn üzere düşünürsek bu nesli Güneş etrafındaki halkalara benzetebiliriz, fakat uzak ve kalabalık olması sebebiyle müşahedesi son derece güç, ayrıyeten uzun vakit alıyor. Kuiper Jenerasyonu’nun gerisinde, öbür yıldızların yörüngelerinde yer aldığı tespit edilen gezegenlere “ötegezegen” ismi veriliyor.
NASA, uzaya bakış açımızı değiştirecek yeni araştırma sonuçlarını yayınladı:
Samanyolu Galaksisi içerisinde yüz milyarlarca gezegen olduğu düşünüldüğünde bu keşfin yapılmış olması aslında bir sürpriz olmaktan çıkıyor. Bilim insanlarını şaşırtan ve heyecanlandıran şey, varlığından kesin biçimde emin olduğumuz bu ötegezegenlerin artık tespit edilebiliyor ve gözlemlenebiliyor olmaları.
Keşfedilen gezegenler hakkında açıklanan kimi bilgiler şöyle:
1992’de bir yıldızın yörüngesinde bir küme gezegenin keşfi ile başlayan çalışmalar, yeni uzay teleskoplarının üstün teknolojileriyle mana kazanmaya başladı. Evvel bu yıldızın bir “nötron yıldızı” olduğu tespit edildi. Yani bir vakit içinder bu yıldız da tıpkı Güneş üzereydi, süpernova patlaması geçirip nötron yıldızına dönüştü. Milisaniyelerle ölçülen müddetlerde şiddetli patlamalar geçirmesiyle bilinen nötron yıldızları, saçtıkları ışık ve ışınım yardımıyla çarçabuk takip edilebiliyordu.
2018’de fırlatılan TESS, 2021’de fırlatılan James Webb ve 2027’de fırlatılması beklenen Nancy Grace üzere uzay teleskopları, bir devlet kurumu olarak NASA’nın yeni gezegenleri keşfetme işini ne kadar ciddiye aldığını gösteriyor. Umarız bu yeni gezegen keşiflerinde bir gün bol ölçüde Türk bilim insanlarının ismini duyar, kendi teleskoplarımızı gönderme talihine erişiriz.
Güneş’i Satürn üzere düşünürsek bu nesli Güneş etrafındaki halkalara benzetebiliriz, fakat uzak ve kalabalık olması sebebiyle müşahedesi son derece güç, ayrıyeten uzun vakit alıyor. Kuiper Jenerasyonu’nun gerisinde, öbür yıldızların yörüngelerinde yer aldığı tespit edilen gezegenlere “ötegezegen” ismi veriliyor.
NASA, uzaya bakış açımızı değiştirecek yeni araştırma sonuçlarını yayınladı:
- 65 farklı kategoride 5000 binden çok yeni ötegezegen kayda geçti.
- Bu gezegenler içinde Dünya üzere küçük ve kayalık,
- bir daha Dünya üzere lakin daha büyük ve kayalık,
- Jüpiter kadar ya da daha büyük kavurucu sıcaklığa sahip gaz devleri,
- Neptün ile misal özelliklere sahip daha küçük,
- Birebir anda 2 yıldızın yörüngesinde dönen,
- Ölmüş ve soğumuş yıldızların etrafında dönen gezegenler listede yer alıyor.
Samanyolu Galaksisi içerisinde yüz milyarlarca gezegen olduğu düşünüldüğünde bu keşfin yapılmış olması aslında bir sürpriz olmaktan çıkıyor. Bilim insanlarını şaşırtan ve heyecanlandıran şey, varlığından kesin biçimde emin olduğumuz bu ötegezegenlerin artık tespit edilebiliyor ve gözlemlenebiliyor olmaları.
Keşfedilen gezegenler hakkında açıklanan kimi bilgiler şöyle:
- %35’i Neptün ve Uranüs üzere ufak ve buzullardan oluşuyor: Fakat kimileri buzul devlerine kıyasla daha sıcak ve bu “sıcak” olan Neptün gibisi gezegenlere aslında çok nadir rastlanıyor.
- %31’i Güneş Sistemi’nde hiç eşi bulunmayan Süper-Dünya: Bu gezegenlerin boyutu Neptün ve Dünya içinde. Bir atmosfere sahip oldukları düşünülüyor.
- %30’u Juıpiter gibisi gaz devi: Satürn ya da Jüpiter ile birebir ölçüdeler ya da daha büyükler.
- %4’ü Dünya üzere kayalık: Dünya ile tıpkı boyutta ya da daha küçükler.
1992’de bir yıldızın yörüngesinde bir küme gezegenin keşfi ile başlayan çalışmalar, yeni uzay teleskoplarının üstün teknolojileriyle mana kazanmaya başladı. Evvel bu yıldızın bir “nötron yıldızı” olduğu tespit edildi. Yani bir vakit içinder bu yıldız da tıpkı Güneş üzereydi, süpernova patlaması geçirip nötron yıldızına dönüştü. Milisaniyelerle ölçülen müddetlerde şiddetli patlamalar geçirmesiyle bilinen nötron yıldızları, saçtıkları ışık ve ışınım yardımıyla çarçabuk takip edilebiliyordu.
2018’de fırlatılan TESS, 2021’de fırlatılan James Webb ve 2027’de fırlatılması beklenen Nancy Grace üzere uzay teleskopları, bir devlet kurumu olarak NASA’nın yeni gezegenleri keşfetme işini ne kadar ciddiye aldığını gösteriyor. Umarız bu yeni gezegen keşiflerinde bir gün bol ölçüde Türk bilim insanlarının ismini duyar, kendi teleskoplarımızı gönderme talihine erişiriz.