Şikayet eden kişi ölürse ne olur ?

Deniz Siyahi

Global Mod
Global Mod
Şikayet Eden Kişi Ölürse Ne Olur?

Hadi bir durup düşünelim. Gündelik hayatın gürültüsüne kapılmışken, şikayet eden o tipik insanları hayal edin. Herkesin bir “bu kadar da olmaz” dediği, “çok yoruldum” diye yeri göğü inletmeye devam eden ama bir türlü çözüm üretmeyen o çok tanıdık figür. Peki, bu şikayet eden kişi bir gün gerçekten ölürse ne olur? Gerçekten kaybeder miyiz, yoksa etrafımızdaki dünyada bir boşluk mu oluşur? Evet, belki de bu soruyu her zaman kafamızda sorgulamamışızdır, ama hadi şimdi bunu eğlenceli bir açıdan ele alalım, çünkü bu sorunun ardında düşündürücü, bir o kadar da komik cevaplar olabilir!

Şikayet Eden Kişi: Sonunda Sessizliğe Kavuşan Kişi

Düşünsenize, o “her şey kötü” diyen, “bugün de yağmur yağıyor” diye hayıflanan, “iş yerinde herkes beni anlamıyor” diye yakınan kişi bir gün aramızdan ayrıldı. Öncelikle, diğer insanlar bu durumu nasıl karşılar? “Vay be, gitmesine üzüldüm, ama sessizlik ne güzel olacak” diyenler mi çıkar? Muhtemelen evet. Çünkü şikayet etmek, çoğunlukla etrafımızdaki insanları yoran, bazen de tükenmiş hissettiren bir davranış. Bu durumda, şikayet eden kişinin ölümünden sonra kalan boşluk bir yandan arkamızda derin bir sessizlik bırakırken, bir yandan da hayatın rahatlamış bir alanına dönüşebilir.

Ama ne kadar eğlenceli olursa olsun, bu durum bir insanın hayatındaki kaybın ötesinde, şikayet eden kişinin yaşadığı ruh halini anlamamız açısından da önemli. Ölüm, tabii ki her zaman gerçek bir kayıp olsa da, bazen şikayet eden kişinin gidişi, etrafındaki insanlara bir nevi nefes alma alanı sunar.

Erkeklerin Çözüm Odaklı Perspektifi: “Problemi Çöz, Kurtul”

Şimdi, erkeklerin bu durumu nasıl değerlendireceğini göz önünde bulundurursak, büyük ihtimalle pek çoğu “problem çözme” yaklaşımını benimseyecektir. Erkekler, genellikle pratik çözümler peşindedirler. “Şikayet etmekle hiçbir şey değişmez, çözüm bulalım” mantığıyla hareket ederler. Bu yüzden, bir erkeğin şikayetçi birini kaybettiğini duyduğunda, bunun ardında düşünmeye başlar: “Acaba bu şikayeti sona erdirmek için neler yapabilirdim?” Hemen bir strateji geliştirme sürecine girer. Kendi çözüm yollarını oluşturur; belki de ölümün ardından geriye kalan şikayetleri dondurmak için farklı bir strateji arayışına girebilir.

Erkeklerin çözüm odaklı bakış açısı, genellikle “Bu sorunu halletmek için yapılacakları listele ve harekete geç” anlayışını benimser. Şikayet eden kişinin ölümünden sonra, “Evet, aslında bu kişinin hayatında sık sık duyduğum o yakınmalar bir şekilde çözülmüş oldu ama bir çözüm önerisi de getiremedim” gibi bir bakış açısına sahip olabilirler. Bu perspektifte, şikayet etmek ve sorunu çözmek arasında net bir ayrım vardır ve çözüm bulma noktasında daha net, daha az duygusal tepkiler verilir.

Kadınların Empatik ve İlişki Odaklı Bakış Açısı: “Her Şeyin Bir Nedeni Var”

Kadınlar, genellikle ilişkilerde daha empatik bir yaklaşım benimserler ve şikayetlerin çoğu zaman duygusal bir temele dayandığını hissederler. Bu yüzden, şikayet eden birinin ölümünden sonra, kaybı daha derin bir duygusal anlam taşır. Kadınlar, şikayetlerin ardında yatan duygusal boşluğu veya ilişkisel eksiklikleri anlamaya çalışırlar. “Belki de o kadar çok şikayet etti çünkü aslında bir desteğe, bir anlayışa ihtiyaç vardı” düşüncesi devreye girer.

Kadınların bu bakış açısı, “Şikayet eden kişi gitmiş olsa da, onun kaybı hepimizin ilişkisini ve empatisini daha çok geliştirebilir” şeklinde bir anlayışa dönüşebilir. Onlar için, şikayet eden kişi kaybolduğunda, bu sadece bir sessizlik değil, aynı zamanda ilişkilerdeki anlayış ve bağlılık eksikliklerini fark etme fırsatıdır. Bu yüzden, “Bir kişinin sürekli şikayet etmesinin ardında belki de yalnızlık vardı” şeklindeki düşünceler, kadınların yaklaşımında daha fazla yer edebilir.

Şikayet Etme ve Sosyal Bağlar: Hepimizin Biraz Şikayet Etmeye İhtiyacı Var

Şikayet etmek, aslında yalnızca olumsuz bir duygu durumu değil; aynı zamanda bir sosyal bağ kurma şekli olabilir. Birçok insan, sadece başkalarına dertlerini anlatırken kendini rahatlatır. Psikolojik olarak, şikayet etmek, başkalarına açılmak ve empati almak için bir yöntem olabilir. İnsanlar, şikayet ettiklerinde kendilerini duyulmuş ve anlaşılmış hissederler.

Tabii ki, sürekli şikayet etmek bir noktada can sıkıcı olabilir, ancak bunun yerine “Birinin şikayet etmesi, onunla derin bir bağ kurmamıza olanak tanır” diyenler de vardır. Şikayet eden kişi kaybolsa da, bu insanların arkasında bıraktığı boşluk, bazen farkına bile varmadığımız duygusal bağları gözler önüne serebilir.

Sonuçta Ne Olur? Şikayet Eden Kişinin Ölümünden Sonra Ne Hissederiz?

Şikayet eden kişinin ölümü, bir kayıptan fazlasıdır. Bu durum, etrafımızdaki dünyayı yeniden şekillendirir. Erkeklerin daha çözüm odaklı, kadınların ise empatik bakış açıları bu süreci farklı şekillerde algılar. Şikayet eden kişi kaybolduğunda, bir yanda rahatlama ve sessizlik bulunurken, diğer yanda ilişkilerde derinleşme ve duygusal bir farkındalık başlar. Sonuçta, şikayet etmenin ardında yalnızca sıkıntı ve olumsuzluk yoktur; bazen, başkalarına duyduğumuz empati ve destek arayışımızı da gösterir.

Peki, sizce şikayet eden birinin kaybolması, gerçekten bir boşluk yaratır mı, yoksa daha fazla anlayış ve empatiye mi yol açar?
 
Üst