İhsan manası nedir ?

Ela

New member
İhsan’ın Manası: Bir Hikâyeden Doğan Soru

Merhaba dostlar,

Bugün sizlere içimde çok derin izler bırakan bir hikâyeyi paylaşmak istiyorum. Hepimizin bildiği “ihsan” kelimesi vardır; genelde iyilik, güzellik, Allah’ı görüyormuşçasına yaşamak diye tarif edilir. Ama bu kelimenin içini doldurmak, sadece sözlük tanımıyla mümkün değil. Benim anlatacağım hikâyede, farklı karakterlerin empatik, çözüm odaklı ve ilişkisel yaklaşımları üzerinden “ihsan”ın manası belki biraz daha anlaşılır olacak. Belki hepimiz kendi payımıza bir şey buluruz.

---

Hikâyenin Başlangıcı: Eski Köyde Bir Yolculuk

Bir köy düşünün; dağların eteğinde, küçük bir dere kenarında kurulmuş. İnsanlar birbirini tanır, selamı esirgemez. İşte o köyde Hasan adında genç bir delikanlı yaşardı. Hasan, stratejik düşünebilen, sorunları çözmek için plan yapan biriydi. Onun yanında ise Zeynep vardı; Hasan’ın çocukluk arkadaşı. Zeynep, insanlarla kurduğu sıcak bağlarla bilinir, empatik tavrıyla herkesin içini rahatlatırdı.

Bir gün köyde büyük bir mesele çıktı. Köyün suyunu taşıyan eski çeşme kuruyordu. Susuzluk, köyde büyük bir sıkıntıya dönüşebilirdi. İnsanlar paniklemiş, ne yapacaklarını bilemez hale gelmişti. İşte tam burada “ihsan”ın manası yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladı.

---

Hasan’ın Stratejisi

Hasan köy meydanında insanları topladı ve konuşmaya başladı:

“Panik etmek yerine, elimizdeki kaynakları değerlendirmeliyiz. Dağın öte yanında bir pınar var. Oradan buraya bir kanal açarsak, köyümüz yeniden suya kavuşur.”

Herkes ona hak verdi ama bu iş zordu. Çok emek isterdi. Hasan’ın çözüm odaklı yaklaşımı, köylüye umut verdi. O sırada Hasan, sadece bir plan sunmamıştı; aynı zamanda insanlara sorumluluklarını hatırlatmıştı. İhsan, yalnızca iyilik yapmak değil; iyiliği sürdürülebilir kılacak yolları açmaktı.

---

Zeynep’in Empatisi

Hasan planları anlatırken, Zeynep insanların yüzlerine baktı. Kadınların kaygılı, yaşlıların çaresiz olduğunu gördü. Yanlarına oturdu, ellerini tuttu:

“Merak etmeyin,” dedi, “birlikte yapacağız. Kimse yalnız değil. Susuzluk hepimizin derdi ama dayanışma bizim gücümüz.”

Zeynep’in bu sözleri köylülerin içini ferahlattı. İnsanlar işin zorluğunu düşünmekten çok, birbirlerine güvenmeye başladı. Zeynep’in ilişkisel ve empatik yaklaşımı, ihsanın bir diğer yüzünü gösteriyordu: İnsanlara güven vermek, iyiliği sadece eylemde değil, kalpte de hissettirmek.

---

Birlikte Çalışmanın Gücü

Ertesi gün köylüler çalışmaya koyuldu. Erkekler taşları kırdı, gençler kanalı kazdı, kadınlar yemek hazırlayıp işçilere güç verdi. Çocuklar bile küçük elleriyle su taşımaya yardım etti.

Hasan stratejik yönüyle işin planını çiziyor, çalışmaları koordine ediyordu. Zeynep ise insanlarla ilgileniyor, yorulanı teselli ediyor, küsüleni barıştırıyordu.

Burada ihsanın manası daha net görünüyordu: İnsanların birbirine faydalı olmak için samimiyetle gayret göstermesi. Kimse çıkar beklemiyordu, herkes elinden gelenin en iyisini yapıyordu.

---

Beklenmedik Bir Zorluk

Kanalın yarısı kazılmışken büyük bir taş parçası yolu tıkadı. İnsanlar elleriyle denedi, kazmalarla vurdu ama taş yerinden oynamadı. Moraller bozuldu.

Hasan tekrar devreye girdi: “Bu taşı kaldırmak için hepimizin birlikte hareket etmesi lazım. Tek tek olmaz.”

Plan yaptı; kim nerede duracak, hangi ip nereden bağlanacak, nasıl çekilecek…

Ama insanlar hâlâ isteksizdi. İşin zorluğu gözlerini korkutmuştu. O sırada Zeynep ortaya çıktı:

“Bakın,” dedi, “bu taş sadece bir kaya değil. Bu taş, kalplerimizin içine düşen korku. Eğer birlikte kaldırırsak, hem taşı hem korkuyu yenmiş olacağız.”

Bu sözler insanlara cesaret verdi. Kadın-erkek, genç-yaşlı hep birlikte taşın etrafında toplandılar. Çabaları sonucunda taş yerinden oynadı ve kanalın önü açıldı.

---

İhsan’ın Kalplerdeki Yansıması

Nihayet günler süren çalışmanın sonunda pınarın suyu köye ulaştı. Çeşmeden su fışkırdığında herkes gözyaşlarını tutamadı. Çocuklar sevinçle oynadı, yaşlılar dualar etti.

Hasan köylüye dönerek dedi ki:

“Bugün sadece suya kavuşmadık. Biz birbirimize güvenmeyi, birlikte hareket etmeyi öğrendik.”

Zeynep ise ekledi:

“İhsan, yalnızca iyilik yapmak değil, kalpleri iyilikle doldurmaktır. Birbirimizin yükünü hafiflettik, birbirimizin gözyaşını sildik. İşte ihsan budur.”

---

Hikâyeden Doğan Soru

Bu hikâyeyi anlattım çünkü “ihsan” kelimesinin manası bana hep çok derin gelmiştir. Hasan’ın çözüm odaklılığı, Zeynep’in empatisi, köylülerin dayanışması… Hepsi birleşince ihsanın aslında tek bir tanım olmadığını gördüm. İhsan, stratejiyle kalbin, akılla merhametin buluşmasıdır.

Ama ben burada size sormak istiyorum:

Sizce ihsan daha çok plan ve çözümle mi yaşanır, yoksa empati ve ilişkiyle mi? İyiliği kalıcı kılan şey nedir? Birlikte çalışmak mı, yoksa kalpleri onarmak mı?

---

Tartışmaya Davet

Forumda bu sorular üzerine konuşalım isterim. Herkesin farklı bir yorumu olabilir. Kimi için ihsan, somut bir çözüm üretmek; kimi için ise gönülleri ısıtmak olabilir. Belki de gerçek cevap, ikisinin buluşmasındadır.

Siz ne dersiniz? İhsan’ın manası sizin için hangi hikâyede, hangi anda, hangi ilişkide görünür oldu?
 
Üst