Don kishot
New member
1610 yılındaki keşfinden bu yana Satürn’ün buz temelli halkaları, hoşluğuyla insanlığın ağzını açık bırakmayı başarıyor. Pekala gezegene uzaktan bakıldığında farklı bir hoşluk katan ve kendisine ulaşamadan modüllere ayrılan uydu ve kuyruklu yıldızlardan oluştuğu düşünülen bu halkaların Dünya üzerinde nasıl duracağını hiç düşündünüz mü?
Bu içeriğimizde ‘Dünya, Satürn üzere halkalara sahip olsaydı nasıl görünürdü?’ ve ‘Üzerindeki hayat bundan nasıl etkilenirdi?’ sorularının yanıtlarını vereceğiz. Hem dışarıdan tıpkı vakitte dünya üzerinden bakıldığında etkileyici bir imaj çıkaracak olsa da bu halkaların gerisinde bir kıyamet senaryosu yatıyor.
Öncelikle bu halkaların nasıl oluştuğuna özetlemek gerekirse değinelim:
1847 yılında Edouard Roche’nin ortaya koyduğu ‘Roche limiti’ bu bahiste başımızdaki soru işaretlerini kaldıracak. Kelam konusu terim kabaca, bir gök cisminin kendisinden daha büyük bir gök cismine parçalanmadan yaklaşabileceği en kısa ara olarak tanımlanıyor.
Kelam konusu limite yaklaştıkça küçük gök cisminin yapısı bozuluyor ve bu limiti aşarsa modüllerine ayrılıyor. çabucak sonrasında bu cisimden ayrılan kesimler, büyük cismin yörüngesinde bir halka oluşturuyor.
elbette her şey bu kadar sıradan değil. Çünkü Roche limitini gözden geçirirken iki nesnenin büyüklüğü, kütlesi ve yoğunluğu göz önünde bulundurulmalı. Biz halka oluşturmaya elverişli bir cismin dünyaya yaklaştığını düşünelim.
Uygun yanından başlayalım: Artık 7/24 görünümümüz var
Halkaların oluşması için en elverişli yer Ekvator bölgesi olacaktır. Bu sebeple burada yaşıyor olsaydınız gökyüzünü ikiye bölen bir çizgi gorebilirdiniz.
Halkalarımız, Los Angeles kentinden bakıldığında bu türlü görünecekti.
Polinezya bölgesinden de halkalarımız bu türlü görünüyor olacaktı.
Ve İstanbul’dan gökyüzüne bakanlar bu görünümle karşı karşıya kalacaktı.
Gelelim kıyamet senaryomuza: Öncelikle artık internet yok
Dünyamızdaki bağlantının devamlılığını sağlayan uydularımızın büyük çoğunluğu Ekvator’un üzerinde bulunuyor. bahsetmiş olduğumiz halkalar, Dünya’mız Güneş’e Satürn’den daha yakın olduğu için buzdan oluşmayacak lakin bu sefer de kayalar kelam konusu olacak. Bu da uydularımızın kendilerini adeta süratle hareket eden kayaların içinde bulacağı manasına geliyor.
Elon Musk’ın Mars hayalleri hayal olarak kalıyor: Uzay aracı göndermek imkânsız hâle geldi
Gezegenin halkasını oluşturan kayalar, bir bakıma gezegendekileri içeride tutan bir bariyer bakılırsavi görüyor. Bu da kalkış yapan roketlerin de uydular üzere kaya fırtınası ortasında kalacağı manasına geliyor. Yani hem bağlantı tıpkı vakitte keşifler için daha farklı/karışık yollar bulmak gerekecek.
İçeride de işler pek yolunda değil: Meteor yağmurlarıyla karşı karşıyayız
Ay’ın çekim kuvveti halkamızdaki cisimleri daima çekmeye çalışıyor. Bu da gelgit olayıyla kabaca tıpkı vakit içinderda görülebilecek meteor yağmurları nazaranceğiz demek. Bu durumda bilhassa büyük kıyı kentlerinden uzak durmanızı öneriyoruz.
Astronomi de durumdan makus etkileniyor:
Kaya kesimleri, üzerine düşen ışığın fazlaca azını yansıtsa da Dünya üzerinde bulunan halkalardaki epeyce sayıda kayanın kelam konusu halkayı 7/24 görülebilir tutacaktır. Bu da geceleri gerçekleştirilen müşahedeleri yapan bireylerin canını sıkacak.
Hava artık her vakit olduğundan iki kat daha soğuk, bilhassa kışlar geçmek bilmeyecek:
Bariyer nazaranvi gördüğünü söylemiş olduğimiz bu kayalar dışarıdan gelen güneş ışığını da büyük ölçüde engelliyor. Bu da her zamankinden daha soğuk devirler gelecek demek. Bilhassa halkanın gölgesinde kalan kısımlar yaşama elverişli olmayacak kadar soğuk olacaktır.
Son olarak: O kayalar sonsuza dek orada kalmayacak
Dünyanın etrafında nazaranceğiniz kayalardan oluşan halka, vakti geldiğinde ayakta duramayacak ve ortadan kalkacaktır. Lakin bu ortadan kalkma başınızda sihirli bir biçimde olacakmış üzere canlanmasın. Üstte gördüğümüz büyüleyici görüntüyü sunan kayaların dünya yüzebir daha düşmesinden bahsediyoruz.
Dünya’nın Satürn üzere halkaları olsaydı nasıl görüneceğini ve üzerinde neler yaşanabileceğini anlattığımız içeriğimizin sonuna geldik. Bu üzere konularda hayli fazla değişken olduğundan yalnızca teoriler üzerinden ilerleyebiliyoruz. Bu sebeple mevzu ilginizi çektiyse devamı için bilimsel makalelere yönelmenizi tavsiye ediyoruz.
Kaynaklar: 1, 2, 3, 4
Bu içeriğimizde ‘Dünya, Satürn üzere halkalara sahip olsaydı nasıl görünürdü?’ ve ‘Üzerindeki hayat bundan nasıl etkilenirdi?’ sorularının yanıtlarını vereceğiz. Hem dışarıdan tıpkı vakitte dünya üzerinden bakıldığında etkileyici bir imaj çıkaracak olsa da bu halkaların gerisinde bir kıyamet senaryosu yatıyor.
Öncelikle bu halkaların nasıl oluştuğuna özetlemek gerekirse değinelim:
1847 yılında Edouard Roche’nin ortaya koyduğu ‘Roche limiti’ bu bahiste başımızdaki soru işaretlerini kaldıracak. Kelam konusu terim kabaca, bir gök cisminin kendisinden daha büyük bir gök cismine parçalanmadan yaklaşabileceği en kısa ara olarak tanımlanıyor.
Kelam konusu limite yaklaştıkça küçük gök cisminin yapısı bozuluyor ve bu limiti aşarsa modüllerine ayrılıyor. çabucak sonrasında bu cisimden ayrılan kesimler, büyük cismin yörüngesinde bir halka oluşturuyor.
elbette her şey bu kadar sıradan değil. Çünkü Roche limitini gözden geçirirken iki nesnenin büyüklüğü, kütlesi ve yoğunluğu göz önünde bulundurulmalı. Biz halka oluşturmaya elverişli bir cismin dünyaya yaklaştığını düşünelim.
Uygun yanından başlayalım: Artık 7/24 görünümümüz var
Halkaların oluşması için en elverişli yer Ekvator bölgesi olacaktır. Bu sebeple burada yaşıyor olsaydınız gökyüzünü ikiye bölen bir çizgi gorebilirdiniz.
- Ron Miller
Halkalarımız, Los Angeles kentinden bakıldığında bu türlü görünecekti.
Polinezya bölgesinden de halkalarımız bu türlü görünüyor olacaktı.
Ve İstanbul’dan gökyüzüne bakanlar bu görünümle karşı karşıya kalacaktı.
Gelelim kıyamet senaryomuza: Öncelikle artık internet yok
Dünyamızdaki bağlantının devamlılığını sağlayan uydularımızın büyük çoğunluğu Ekvator’un üzerinde bulunuyor. bahsetmiş olduğumiz halkalar, Dünya’mız Güneş’e Satürn’den daha yakın olduğu için buzdan oluşmayacak lakin bu sefer de kayalar kelam konusu olacak. Bu da uydularımızın kendilerini adeta süratle hareket eden kayaların içinde bulacağı manasına geliyor.
Elon Musk’ın Mars hayalleri hayal olarak kalıyor: Uzay aracı göndermek imkânsız hâle geldi
Gezegenin halkasını oluşturan kayalar, bir bakıma gezegendekileri içeride tutan bir bariyer bakılırsavi görüyor. Bu da kalkış yapan roketlerin de uydular üzere kaya fırtınası ortasında kalacağı manasına geliyor. Yani hem bağlantı tıpkı vakitte keşifler için daha farklı/karışık yollar bulmak gerekecek.
İçeride de işler pek yolunda değil: Meteor yağmurlarıyla karşı karşıyayız
Ay’ın çekim kuvveti halkamızdaki cisimleri daima çekmeye çalışıyor. Bu da gelgit olayıyla kabaca tıpkı vakit içinderda görülebilecek meteor yağmurları nazaranceğiz demek. Bu durumda bilhassa büyük kıyı kentlerinden uzak durmanızı öneriyoruz.
Astronomi de durumdan makus etkileniyor:
Kaya kesimleri, üzerine düşen ışığın fazlaca azını yansıtsa da Dünya üzerinde bulunan halkalardaki epeyce sayıda kayanın kelam konusu halkayı 7/24 görülebilir tutacaktır. Bu da geceleri gerçekleştirilen müşahedeleri yapan bireylerin canını sıkacak.
Hava artık her vakit olduğundan iki kat daha soğuk, bilhassa kışlar geçmek bilmeyecek:
Bariyer nazaranvi gördüğünü söylemiş olduğimiz bu kayalar dışarıdan gelen güneş ışığını da büyük ölçüde engelliyor. Bu da her zamankinden daha soğuk devirler gelecek demek. Bilhassa halkanın gölgesinde kalan kısımlar yaşama elverişli olmayacak kadar soğuk olacaktır.
Son olarak: O kayalar sonsuza dek orada kalmayacak
Dünyanın etrafında nazaranceğiniz kayalardan oluşan halka, vakti geldiğinde ayakta duramayacak ve ortadan kalkacaktır. Lakin bu ortadan kalkma başınızda sihirli bir biçimde olacakmış üzere canlanmasın. Üstte gördüğümüz büyüleyici görüntüyü sunan kayaların dünya yüzebir daha düşmesinden bahsediyoruz.
Dünya’nın Satürn üzere halkaları olsaydı nasıl görüneceğini ve üzerinde neler yaşanabileceğini anlattığımız içeriğimizin sonuna geldik. Bu üzere konularda hayli fazla değişken olduğundan yalnızca teoriler üzerinden ilerleyebiliyoruz. Bu sebeple mevzu ilginizi çektiyse devamı için bilimsel makalelere yönelmenizi tavsiye ediyoruz.
Kaynaklar: 1, 2, 3, 4