1 yaşındaki bebek neler oynar ?

Zeynep

New member
“Daha Zalim Kimdir?” Ayetine Toplumsal Bir Bakış

Merhaba dostlar,

Bugün biraz derin ve düşündürücü bir konuyu sizlerle paylaşmak istiyorum. Kur’an’da sık sık karşımıza çıkan **“Daha zalim kimdir?”** sorusu, aslında sadece dini bağlamda değil; toplumsal adalet, çeşitlilik, insan hakları ve eşitlik açısından da bize büyük ipuçları veriyor. Ben bu soruyu yalnızca “ayet bağlamında” değil, hayatın içindeki karşılıklarıyla da ele almak istiyorum. Sizlerin bakış açılarını da merak ediyorum, çünkü böylesi derin meseleler ancak kolektif düşünmeyle anlam kazanıyor.

Ayetin Anlamı ve Evrensel Yönü

Kur’an’da “Daha zalim kimdir?” ifadesi genellikle, Allah’ın ayetlerini inkâr eden, gerçeği örten veya insanları haksızlığa iten kimseler için geçiyor. Buradaki “zalimlik”, sadece fiziksel şiddet ya da baskı değil, aynı zamanda hakikati engellemek, insanın onurunu zedelemek ve eşitliği yok saymak anlamına da geliyor. Yani mesele, bir kişinin ya da grubun başka birine adaletsizlik yapmasıyla sınırlı değil; **toplumsal yapıyı bozan, insanların özgürlüğünü ve eşitliğini kısıtlayan her türlü tavır** bu kapsama girebilir.

Erkeklerin Çözüm Odaklı ve Analitik Yaklaşımları

Forumlarda ya da tartışmalarda görüyorum; erkekler bu konuya daha çok **“adalet mekanizması nasıl işler, çözüm ne olabilir?”** diye bakıyorlar. Onlara göre zalimliğin önlenmesi için sistemler kurulmalı, yasalar güçlendirilmeli, bireylerin sorumlulukları netleştirilmeli.

Mesela bir erkek forumdaş şunu diyebilir:

“Zalimliği tanımladıktan sonra, toplumda hangi kurumların bunu önleyecek güçte olduğunu sorgulamalıyız. Ayette geçen uyarı, aslında bir adalet çağrısıdır.”

Bu yaklaşım, analitik ve çözüm arayışına dönük bir bakış açısı. Çünkü onlar daha çok “sistemin nasıl iyileştirileceği” sorusuna odaklanıyor.

Kadınların Empati ve Toplumsal Etki Odaklı Yaklaşımı

Kadın forumdaşlar ise genelde olaya daha **insan merkezli ve toplumsal duyarlılık** üzerinden bakıyor. Onlar için “daha zalim kimdir?” sorusu, günlük hayatın içindeki eşitsizlikleri, duygusal ihlalleri, kadın-erkek arasındaki adaletsizlikleri ve çocukların maruz kaldığı haksızlıkları düşündürüyor.

Bir kadının yaklaşımı şöyle olabilir:

“Zalimlik sadece büyük politik düzenlerde değil, evde çocuğun susturulmasında, kadının söz hakkının elinden alınmasında da başlıyor. Bu ayet, bize en küçük ölçekte bile empatiyi kaybetmememiz gerektiğini hatırlatıyor.”

Yani kadınların bakışı daha duygusal derinlik taşıyor, sosyal etkileri önceleyen bir yerde duruyor.

Çeşitlilik ve Sosyal Adalet Perspektifi

Ayetin bu sorusu, aslında **çeşitliliğe zarar veren her türlü tutumu** da içine alabilir. Irkçılık, cinsiyetçilik, inanç farklılıklarını yok sayma… Hepsi bir zalimlik biçimi değil mi? Çünkü her biri insanın varoluşunu küçültüyor.

Toplumda çeşitliliğin korunması, farklı kimliklerin kendini ifade edebilmesi adaletin temel taşlarından biri. Eğer bir grup diğerini susturuyorsa, aslında ayetin işaret ettiği sorunun canlı örneğini görüyoruz. Bu durumda “daha zalim kimdir?” sorusu, günümüzde de hâlâ diri bir sorgulama alanı açıyor.

Günümüzle Bağlantı: Modern Zalimlikler

Bugün zalimlik sadece savaş meydanlarında değil, teknolojide, sosyal medyada, ekonomide bile karşımıza çıkıyor.

– Dijital zorbalık yapan biri,

– İşyerinde farklı kimlikleri dışlayan yöneticiler,

– Çocukların eğitim hakkını görmezden gelen kurumlar…

Hepsi farklı düzeyde zalimliğin modern biçimleri olabilir.

İşte tam bu noktada ayetin sorusu daha da anlam kazanıyor: Biz kimiz? Zalimliği durdurmaya çalışanlardan mı, yoksa fark etmeden sürdürenlerden mi?

Toplumsal Cinsiyet Boyutu

Toplumsal cinsiyet açısından bakarsak, kadınların yaşadığı eşitsizlikler de zalimlik tanımına dâhil edilebilir. Kadının sesinin kısılması, ekonomik hayata katılımının engellenmesi, eğitim hakkının elinden alınması… Bunların hepsi “daha zalim kimdir?” sorusunu bizim gündelik yaşantımıza taşıyor.

Burada erkeklerin çözüm odaklı yaklaşımlarıyla, kadınların empati odaklı duyarlılıkları birleştiğinde güçlü bir sosyal hareket doğabilir. Yani farklı bakış açıları aslında birbirini tamamlıyor.

Hepimize Düşen Soru

Bu noktada sizlere dönmek istiyorum:

– Sizce bugünün dünyasında “daha zalim kimdir” sorusu hangi durumlarda güncel karşılık buluyor?

– Erkeklerin analitik çözüm arayışları ile kadınların toplumsal duyarlılık odaklı yaklaşımları birleşirse daha adil bir dünya mümkün mü?

– Çeşitliliğe zarar veren her davranış zalimlik midir, yoksa zalimliğin ölçütü daha farklı mı olmalı?

Benim kafamı kurcalayan bu sorulara tek başıma cevap veremem. Sizlerin görüşleri, kendi hayat deneyimleriniz bu tartışmayı çok daha zengin hale getirecektir. Çünkü belki de bu ayet, bize sadece geçmişin değil, bugünün ve geleceğin de vicdan terazisini gösteriyor.

Sonuç Yerine Bir Davet

Arkadaşlar, “daha zalim kimdir” sorusu bir ayetin cümlesi olmaktan çok daha fazlası: **bir toplumsal ayna**. Bu aynada hepimiz kendi davranışlarımızı, toplumumuzun eşitlik anlayışını ve insanlık değerlerimizi görebiliriz. Gelin bu aynaya birlikte bakalım, farklı gözlerle yorumlayalım. Belki de en doğru cevap, farklı bakış açılarının birleşiminde saklıdır.

Peki siz ne dersiniz? Sizce zalimlik hangi noktada başlıyor? Ve bugünün dünyasında “daha zalim kimdir?” sorusunun cevabı hangi örneklerle karşımıza çıkıyor?
 
Üst