Can
New member
1 Metrekare Alana Kaç Kiremit Gider? Hayatın Küçük Hesapları Üzerine Bir Hikâye
Forumda sizlere daha önce hep teknik ve pratik bilgiler verdim, ama bugün sizlere bir hikaye anlatmak istiyorum. Aslında bu hikaye, hepimizin hayatın içindeki o küçük hesaplarla nasıl başa çıktığımızı, ne kadar farklı düşünebildiğimizi de gösteriyor. Bir an durun ve düşünün; 1 metrekare alana kaç kiremit gider? Belki çok basit bir soru gibi görünüyor, ama hepimizin bu basit soru üzerinde farklı düşüneceğini düşündüm. Bu soruyu, hayatın bir başka noktasına, ilişkilerimize ve iş hayatımıza da taşımak istiyorum.
Hikâyemiz bir yaz sabahı, küçük bir köyde başlıyor. Burada yaşam, evlerin çatılarındaki kiremitlerle örülmüş. Duvarda çatlamalar, damdan düşen birkaç kiremit, evlerin duvarlarını zamanla yavaşça silip süpürüyor. Ama işin garip tarafı, her çatıda farklı bir hesap yapılıyor. Kimisi hesaplarını çok doğru yapıyor, kimisi ise ‘belki bir tane fazla olur, ne çıkar?’ diyerek işin kolayına kaçıyor.
Bir Çatı, İki Düşünce
Elif ve Mert, bu küçük köyde yaşayıp birlikte bir ev inşa etmeye karar vermişlerdi. Mert, mühendis, her şeyin sayılarla, hesaplarla doğru olması gerektiğini savunuyor. Elif ise duygusal zekasıyla, çevresiyle ilişkilerine büyük önem veriyor. Evlerini yaparken her şeyin olabildiğince mükemmel olmasını istiyordu, ama hesaplar yaparken de bazen biraz gözden kaçırabiliyor.
Bir sabah Mert, çatının büyüklüğünü hesaplamak için kiremitleri saymaya başlamıştı. Kafasında çok net bir plan vardı. “1 metrekareye 9 kiremit gider, bu çok net,” diye düşünüyor, her bir karışı büyük bir dikkatle ölçüyordu. Elif ise ona yaklaşırken, “Bir dakika Mert, bu kadar dikkatli olmasan da olur, biraz esnek olmalıyız. Nasıl olsa fazla olanları geri alırız, ya da bir şekilde kullanırız,” dedi.
Mert gülümseyerek, “Elif, senin gözünde işler her zaman daha kolay, ama hesapları doğru yapmazsak, sonuçlarına katlanırız. O yüzden bu kadar dikkatli olmalıyız,” diye yanıtladı.
Mert’in Stratejik Yaklaşımı
Mert, çok stratejik bir insan. O, hayatın her adımını hesaplamak ve doğru verileri kullanmak gerektiğine inanıyor. Kiremitlerin sayısını, alanın tam ölçülerini aldı ve hesaplamalarına başladığında, sadece birkaç tane fazla kiremit almanın hiçbir anlamı olmadığını düşündü. Her şeyin doğru ve tam olması gerektiğini hissetti. Çünkü ona göre, hayat, bir dizi problem çözmekten ibaretti ve çözüm ne kadar netse, sonuç o kadar sağlam olurdu. Kiremit sayısını bir kez daha hesapladı ve doğru sayıyı buldu. Bir hata yapmanın, sonunda bütün çatının dayanıklılığını etkileyeceğini düşündü.
Ama, Elif’in bakış açısı farklıydı. O, hayatı daha çok duygusal bağlarla ve insan ilişkileriyle değerlendiriyordu. Bu nedenle, Mert’in aşırı titiz ve hesapçı yaklaşımına bazen itiraz ediyordu. Elif, “Biraz esneklik gerek, biraz da güzellik! Hesaplar önemli, ama insanlar gibi, bazen inşa ettiğimiz şeylerin de duygusal bir tarafı olmalı,” diyordu.
Elif’in Empatik Bakış Açısı
Elif, kiremitlerin sayısını sormadığında, "Biraz daha fazla olsun, belki sonraki projede kullanırız," demişti. Onun için en önemli şey, evin tamamlanmış olması, çatının sağlam olması ve her şeyin keyifle yapılmasıydı. Kiremitler, birer rakam değil, ona göre duygusal bir anlam taşıyordu.
Bir gün, sabah erkenden Elif, Mert’e, “Biliyorsun, bu kiremitlerin üzerinde hep bir iz bırakalım,” dedi. “Belki, sonradan bulduğumuz fazla kiremitleri başka bir yerlerde kullanırız, ya da hatıra olarak saklarız. Bu kiremitler bizim hayalimiz, emeğimizin simgesi olacak.” Mert biraz şaşkın bir şekilde Elif’e bakarken, gülümsemeye başladı. O kadar farklı düşündüklerini bir kez daha fark etti.
Hikâyenin Sonu: Hesaplar, Ama Birlikte
Elif ve Mert sonunda çatılarındaki kiremitleri yerleştirirken, bir yanda Mert’in sayılarla yaptığı hesaplamalar, diğer yanda Elif’in hatıra olarak sakladığı kiremitler vardı. Onlar için sonuç, yalnızca doğru hesap yapmaktan çok daha fazlasıydı. Birlikte bir çatı inşa etmenin, doğru sayılarla yapılan bir planın, ancak empatiyle ve anlayışla harmanlandığında anlam kazandığını öğrendiler.
Bütün bu süreç boyunca, hem duygusal hem de pratik bakış açıları onlara evlerini ve ilişkilerini inşa etmenin en doğru yolunu gösterdi. Kiremitlerin sayısı belki tek başına bir şey ifade etmiyordu, ama onlara kattıkları anlam, yaptıkları işi çok daha derin ve kıymetli kılıyordu.
Forumdaşlarla Paylaşmak İstediğim Düşünceler
Bu hikaye bana şunu düşündürüyor; hayatımızda bazen pratik hesaplamalar yaparken duygusal yanlarımızı gözden kaçırabiliyoruz. Ama, ne kadar farklı olursak olalım, birlikte hareket ettiğimizde, zorlukların üstesinden gelebiliyoruz. Sizin de kendi hayatınızda, küçük ama önemli hesaplar yaparken, duygusal yönlerinizi göz önünde bulundurmanız gerektiğini düşünüyorum. Elif ve Mert gibi, bazen stratejik olmanın da, duygusal olmanın da yeri var. Her ikisi de önem taşıyor.
Sizler de bu konu üzerine düşüncelerinizle katkı sağlarsanız, hikâyenizi bizimle paylaşın! Kiremit sayısını tam olarak öğrenmek zorunda mıyız, yoksa daha başka yollar var mı? Yorumlarınızı sabırsızlıkla bekliyorum.
Forumda sizlere daha önce hep teknik ve pratik bilgiler verdim, ama bugün sizlere bir hikaye anlatmak istiyorum. Aslında bu hikaye, hepimizin hayatın içindeki o küçük hesaplarla nasıl başa çıktığımızı, ne kadar farklı düşünebildiğimizi de gösteriyor. Bir an durun ve düşünün; 1 metrekare alana kaç kiremit gider? Belki çok basit bir soru gibi görünüyor, ama hepimizin bu basit soru üzerinde farklı düşüneceğini düşündüm. Bu soruyu, hayatın bir başka noktasına, ilişkilerimize ve iş hayatımıza da taşımak istiyorum.
Hikâyemiz bir yaz sabahı, küçük bir köyde başlıyor. Burada yaşam, evlerin çatılarındaki kiremitlerle örülmüş. Duvarda çatlamalar, damdan düşen birkaç kiremit, evlerin duvarlarını zamanla yavaşça silip süpürüyor. Ama işin garip tarafı, her çatıda farklı bir hesap yapılıyor. Kimisi hesaplarını çok doğru yapıyor, kimisi ise ‘belki bir tane fazla olur, ne çıkar?’ diyerek işin kolayına kaçıyor.
Bir Çatı, İki Düşünce
Elif ve Mert, bu küçük köyde yaşayıp birlikte bir ev inşa etmeye karar vermişlerdi. Mert, mühendis, her şeyin sayılarla, hesaplarla doğru olması gerektiğini savunuyor. Elif ise duygusal zekasıyla, çevresiyle ilişkilerine büyük önem veriyor. Evlerini yaparken her şeyin olabildiğince mükemmel olmasını istiyordu, ama hesaplar yaparken de bazen biraz gözden kaçırabiliyor.
Bir sabah Mert, çatının büyüklüğünü hesaplamak için kiremitleri saymaya başlamıştı. Kafasında çok net bir plan vardı. “1 metrekareye 9 kiremit gider, bu çok net,” diye düşünüyor, her bir karışı büyük bir dikkatle ölçüyordu. Elif ise ona yaklaşırken, “Bir dakika Mert, bu kadar dikkatli olmasan da olur, biraz esnek olmalıyız. Nasıl olsa fazla olanları geri alırız, ya da bir şekilde kullanırız,” dedi.
Mert gülümseyerek, “Elif, senin gözünde işler her zaman daha kolay, ama hesapları doğru yapmazsak, sonuçlarına katlanırız. O yüzden bu kadar dikkatli olmalıyız,” diye yanıtladı.
Mert’in Stratejik Yaklaşımı
Mert, çok stratejik bir insan. O, hayatın her adımını hesaplamak ve doğru verileri kullanmak gerektiğine inanıyor. Kiremitlerin sayısını, alanın tam ölçülerini aldı ve hesaplamalarına başladığında, sadece birkaç tane fazla kiremit almanın hiçbir anlamı olmadığını düşündü. Her şeyin doğru ve tam olması gerektiğini hissetti. Çünkü ona göre, hayat, bir dizi problem çözmekten ibaretti ve çözüm ne kadar netse, sonuç o kadar sağlam olurdu. Kiremit sayısını bir kez daha hesapladı ve doğru sayıyı buldu. Bir hata yapmanın, sonunda bütün çatının dayanıklılığını etkileyeceğini düşündü.
Ama, Elif’in bakış açısı farklıydı. O, hayatı daha çok duygusal bağlarla ve insan ilişkileriyle değerlendiriyordu. Bu nedenle, Mert’in aşırı titiz ve hesapçı yaklaşımına bazen itiraz ediyordu. Elif, “Biraz esneklik gerek, biraz da güzellik! Hesaplar önemli, ama insanlar gibi, bazen inşa ettiğimiz şeylerin de duygusal bir tarafı olmalı,” diyordu.
Elif’in Empatik Bakış Açısı
Elif, kiremitlerin sayısını sormadığında, "Biraz daha fazla olsun, belki sonraki projede kullanırız," demişti. Onun için en önemli şey, evin tamamlanmış olması, çatının sağlam olması ve her şeyin keyifle yapılmasıydı. Kiremitler, birer rakam değil, ona göre duygusal bir anlam taşıyordu.
Bir gün, sabah erkenden Elif, Mert’e, “Biliyorsun, bu kiremitlerin üzerinde hep bir iz bırakalım,” dedi. “Belki, sonradan bulduğumuz fazla kiremitleri başka bir yerlerde kullanırız, ya da hatıra olarak saklarız. Bu kiremitler bizim hayalimiz, emeğimizin simgesi olacak.” Mert biraz şaşkın bir şekilde Elif’e bakarken, gülümsemeye başladı. O kadar farklı düşündüklerini bir kez daha fark etti.
Hikâyenin Sonu: Hesaplar, Ama Birlikte
Elif ve Mert sonunda çatılarındaki kiremitleri yerleştirirken, bir yanda Mert’in sayılarla yaptığı hesaplamalar, diğer yanda Elif’in hatıra olarak sakladığı kiremitler vardı. Onlar için sonuç, yalnızca doğru hesap yapmaktan çok daha fazlasıydı. Birlikte bir çatı inşa etmenin, doğru sayılarla yapılan bir planın, ancak empatiyle ve anlayışla harmanlandığında anlam kazandığını öğrendiler.
Bütün bu süreç boyunca, hem duygusal hem de pratik bakış açıları onlara evlerini ve ilişkilerini inşa etmenin en doğru yolunu gösterdi. Kiremitlerin sayısı belki tek başına bir şey ifade etmiyordu, ama onlara kattıkları anlam, yaptıkları işi çok daha derin ve kıymetli kılıyordu.
Forumdaşlarla Paylaşmak İstediğim Düşünceler
Bu hikaye bana şunu düşündürüyor; hayatımızda bazen pratik hesaplamalar yaparken duygusal yanlarımızı gözden kaçırabiliyoruz. Ama, ne kadar farklı olursak olalım, birlikte hareket ettiğimizde, zorlukların üstesinden gelebiliyoruz. Sizin de kendi hayatınızda, küçük ama önemli hesaplar yaparken, duygusal yönlerinizi göz önünde bulundurmanız gerektiğini düşünüyorum. Elif ve Mert gibi, bazen stratejik olmanın da, duygusal olmanın da yeri var. Her ikisi de önem taşıyor.
Sizler de bu konu üzerine düşüncelerinizle katkı sağlarsanız, hikâyenizi bizimle paylaşın! Kiremit sayısını tam olarak öğrenmek zorunda mıyız, yoksa daha başka yollar var mı? Yorumlarınızı sabırsızlıkla bekliyorum.